Translate / Übersetzen / Traducir / 翻译

Latmos, Milas, Stratonikeia

🛠️ ~ TASLAK / DRAFT ~ 🚧


Aylar sürecek Büyük Türkiye Turu Projesi için (ki sonuçta 13 Mayıs - 3 Ekim 2022 arası yaklaşık 5 ay olarak gerçekleşti) çok önceden hazırlamış olduğum orijinal planım, 13-16 Mayıs arasında üniversiteden arkadaşlarımla gerçekleştireceğimiz ODTÜ-BM Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Mezunları buluşması için en az bir hafta öncesinden Denizli'den yola çıkarak yol üzerindeki birçoğunu daha önce gördüğüm; Kibyra, Ariassos, Arykanda, Limyra, Myra, Andriake, Phaselis, Termossos, Anydros, Eudokios, Perge, Sillyon, Aspendos, Lyrbe, Alara Kalesi, Hemaksia, vb. antik kentlere ve Antalya'da düzenlenen Uluslararası Türkmen Yörük Şenliklerine katılmak ve 13 Mayıs Cuma günü buluşmamızın gerçekleştiği Mersin Silifke Narlıkuyu Akyar'daki Villa Zeus Butik Otelde olmak idi. 

Lakin yola çıkmadan kısa süre önce Aydın'dan doğasever arkadaşımız Dr. Varol Aydın'ın; tarihi, jeolojik yapısı ve doğası ile eşsiz güzellikteki Latmos Beşparmak Dağları üzerinde yapılması projelenen RES rüzgar enerji santrallerine karşı bölge köylülerini bilgilendirme, bilinçlendirme amaçlı halk toplantılarına DOSEV Denizli Doğa Sevenler Derneği olarak katılımımız için aldığımız çağrı üzerine planımda değişiklik yaparak yola çıkış tarihini erteleyip 12 Mayıs Perşembe günü düzenlenecek Latmos Halk Toplantılarına katılma kararı verdim.

Sevgili can arkadaşlarım, yoldaşlarım Ümit Şıracı, Ali Osman Cancan ve Necmettin Aygül'den oluşan Denizli Doğa Sevenler Derneği DOSEV Keşif Ekibi olarak Aydın'dan doğasever arkadaşlarımız Varol Aydın, Aşkın Yolcu ve Yücel Sevingül ile buluşmak üzere 12 Mayıs Perşembe sabahı erkenden, 06:00 gibi Denizli'den yola çıktık ve Latmos köylerinden Bağarcık ve Sakarkaya arasındaki Çörlenasarı olarak bilinen Bizans dönemine tarihlenen uç kalesinin güneyindeki tarihi bir mezarlığın bulunduğu noktada 09:00 gibi buluştuk.

[Foto📸] Çörlenasarı arşiv foto

Öğleden sonra gerçekleşecek halk toplantıları öncesi bölgeyi iyi bilen Varol, Aşkın ve Yücel arkadaşlarımız ile bölgedeki eski yerleşim ve kutsal kabul edilen yerlerde bazı inceleme ve keşif çalışmaları yaptık.

[Foto📸] Tarihi mezarlık 
[Foto📸] Kutsal Kurgan ve Adak Tepesi

Sakarkaya Köyünde yapılan Halk Toplantısı sonrası Milas - Söke yoluna inerek Milas yönünde bulunan ve MÖ. 5. yüzyılda, Karya zamanında “Kyramos” ya da “Hyramos" olarak bilinen ve sonradan Helenleşerek "Euromos" adını alan antik kentte bulunan, daha önce defalarca gördüğüm Zeus Lepsynos tapınağına uğradık.  

[Foto📸] Euromos Zeus Tapınağı

MÖ 2. yüzyıla tarihlenen, korinth düzenindeki sütunlarından 16'sı ayakta kalmış, Kütahya Çavdarhisar'daki Aizonai antik kentinde bulunan Zeus Tapınağı ile birlikte Anadolu'nun en iyi korunmuş Roma dönemi tapınaklarından olan Zeus Lepsynos tapınağında devam eden restorasyon çalışmaları nedeni ile tapınağı detaylı olarak inceleyip gezemedik. 

[Foto📸] Aizonai Zeus Tapınağı arşiv foto

Euromos antik kentinin nekropol alanında bulunan oda mezarları gördükten sonra Milas'a hareket ettik.

[Foto📸] Euromos Nekropol mezarlar

Milas şehir içinde bulunan antik Mylasa kentinin en görülmesi gerekenlerinden, Halikarnassos (Bodrum) kentini kuran Karya kralı ve Pers satrapı (valisi) Mausolos'un babası Karya kralı ve Pers satrapı Hekatomnos'un mezar anıtının, Zeus Karios kutsal alanının ve Milas Müzesinin bulunduğu, uzun Roma sütununun üzerindeki leylek yuvası nedeniyle yerli halk tarafından "Uzunyuva" olarak bilinen bölgeyi gezdik.

Tarihi eser kaçakçıları tarafından soyulan Hekatomnos'un bu muhteşem mezar anıtının çok ilginç bir hikayesi var; Nazilli Öğretmen Okulundan yaklaşık yarım asırlık arkadaşım, Milas Ağaçlıhüyük Köyünden Öğretmen Mustafa Yılmaz'dan ve alanda çalışma yapan arkeolog arkadaşlardan yıllar önce öğrendiğim. 2010 yılında ortaya çıkan bu trajikomik olay şöyle:

Leylek yuvalı Uzunyuva mahallesinde, leylekli sütunun yakınlarındaki eski evlerden birini kiralayanlar evin odalarının zemininden yaklaşık bir metre kalınlığındaki mermeri karot matkap ile delerek altta bulunan Hekatomnos'un lahitinin bulunduğu mezar odasına girip taşınabilir nitelikteki paha biçilmez herşeyi alıp götürerek sırra kadem basarlar. Ev sahipleri, kiracıları ayrıldıktan sonra evin dipten delindiğini (!) farkedip ilgililere haber verdikten sonra anlaşılır evin altında, bir metre kalınlığındaki mermeri delecek kadar önemli birşeyler olduğu. 

Hekatomnos lahitinin arka yüzü.
Mezar odasının tavanında hırsızların karot matkap ile açtığı delik gözüküyor.
Kaynak: Atlas Dergisi

Yapılan kazılar sonrasında da tespit edilir Hekatomnos'un kayıp mezarının burada olduğu. Lakin bu tespit mezar hırsızları tarafından çok çok önceden yapılmış ve emsali olmayan bu mezar anıtı çoktan soyulmuştur. Mahalledeki tüm evler teker teker istimlak edilerek aynı zamanda, elinde taşıdığı çift taraflı baltayla bilinen Anadolu tanrısı Zeus Karios’a adanmış bir tapınağın da bulunduğu bu kutsal alanda kazı çalışmaları zaman içinde genişletilir. Hemen yanında bugün Milas Müzesinin olduğu alanda arkeolojik çalışmalar halen devam etmekte olup mezar anıtının içine girmek hala mümkün değildir. 

Resimlerle donatılmış tonozlu yeraltı odasında bulunan ve zarif işçiliğiyle hayranlık uyandıran rölyeflerle bezeli Hekatomnos Lahitinin ön yüzü.
Lahitin üzerinde hırsızların neden olduğu tahribat dikkat çekiyor.
Kaynak: Atlas Dergisi

Kendisi tamamı ile trajik olan bu hikayenin içindeki trajikomik olaylardan birisini de bana yıllar önce alanda görev yapan arkeologlardan birisi anlatmıştı. Dibi delinen o söz konusu evin tuvaletinin gideri de aşağıdaki bir boşluğa verilmiş. Yapılan kazı çalışmalarında görülmüş ki o boşluk mezar anıtının içindeki odalardan birisi imiş meğer. Arkeolog arkadaşın söylediğine göre Osmanlı döneminden kalan evden mıçılan onca mokun temizlenmesi için hala çalışıyorlarmış uzun zamandır. Görünen o ki doğa ve çevre dahil birçok değerimize yaptığımız gibi, ruhu huzur bulsun, Hekatomnos'un mezarının da içine etmişiz be ya !..

Milas Çarşı içindeki ciğercide ciğer kebabımızı yiyip Türk kahvemizi içtikten sonra eski Milas evlerinden bazılarını fotoğraflayıp Milas'tan ayrıldık. 

Bu arada, fallara ve dolayısı ile kahve falına hiç inanmam ama laf olsun diye ters çevirdiğim fincanımdan şöyle bir şey çıktı:

[Foto📸] Milas - kahve fincanı

Milas - Yatağan yolu üzerinde bulunan, şimdi boşaltılmış olan kadim Eskihisar Köyü içindeki Stratonikeia antik kentine uğramadan olmazdı. Biz de öyle yaptık ve daha önce defalarca görüp gezmiş olduğum antik kenti akşam karanlığı bastırmadan hızla bir kere daha gezdik.

[Foto📸][Foto📸][Foto📸] Stratonikeia

+++ Stratonikeia tarihi ile ilgili bilgi...

Stratonikeia sonrası bölgeyi üçüncü dünya savaşından çıkmışa döndüren Yatağan Termik Santrali ve Yatağan'ı geçip Muğla ve Kale Tavas üzerinden 23:30 gibi Denizli'ye döndük.

Ümit, Ali Osman ve Necmettin arkadaşlarımdan ayrıldıktan sonra eve gelip bir duş alarak hızlıca son hazırlığımı yapıp daha önceden Büyük Türkiye Turu için tüm donanımı ile hazırlamış olduğum dört çeker kara panterime atlayıp; Afyon, Çay, Konya, Karaman, Mut, Silifke üzerinden Narlıkuyu Akçay Villa Zeus'ta ODTÜ'den 40 küsur yıllık arkadaşlarım ile buluşmak üzere "Vira Bismişah" deyip Canım Annemin kara panterin arkasından bir kova suyu döküp, "sağlıcakla gez gel, su gibi yolun açık olsun" dileği ve duası ile yola çıktım.

Karya Latmoslarda güzel ve hareketli bir günden sonra bakalım Büyük Türkiye Turu maceram nasıl gelişecek. Heyecanlı olacağı kesin. Yaşayıp göreceğim artıkın. 

Neler yaşayıp gördüğümü siz de sanal olarak yaşayıp görmek, benimle seyahat ederek "yaşamı yaşam yapan" o eşsiz havayı koklamak istiyorsanız, lütfen fotoğraflarım, videolarım, gözlemlerim ve tarihi bilgi ile dolu bloğumu günü gününe takip ederseniz sevinirim.

Bloğumda ayrıca; bilhassa tarih, felsefe, arkeoloji, mitoloji, teknoloji, bilim, edebiyat, şiir, resim, müzik, vb. ilgi alanlarımı içeren kısa deneme yazılarımın yanısıra kitap incelemelerim de olacak.

Haydi hayırlısı...

©

Yorum Gönder

0 Yorumlar